Çocuklarda Yetenek Nasıl Keşfedilir ve Geliştirilir?
Aileler, çocuklarının yeteneklerine ve dolayısıyla mesleki yönelimlerine erken yaştan destek verebilirler mi? Yapılan pek çok araştırma göstermektedir ki, yetenek ve zekâ ağırlıklı olarak genetik faktörlere bağlı olmakla beraber çevresel imkânlar, deneyim fırsatları da yeteneklerin ve zekânın şekillenmesinde rol oynar.
Kuşkusuz küçük yaştan itibaren çocukların bazı yetenekleri, ilgileri diğerlerine nazaran daha ön plana geçebilir, daha görünür olur. Bazı çocuk dil gelişiminde daha erken olgunlaşırken bir diğeri bedensel/motor beceriler alanında daha görünür olabilir. Bazı çocuklarda ise belirgin bir fark gözlenmeyebilir. Çocukların küçük yaşta gösterdikleri beceriler bir fikir vermekle beraber ileride yöneleceği alanlar açısından kesin belirleyici olmazlar.
Anne babalar çocuklarının büyüyünce mutlu olacakları bir mesleği seçmesini istediklerini söylerler çoğunlukla. Ve hiçbir zaman zorlamayacaklarını, etki altında bırakmayacaklarını, sadece ona ellerinden geldiğince imkân sunmak istediklerini söylerler, nasıl destek olacakları ile ilgili tavsiyeler isterler uzmanlardan.
Çocuklarda Yetenek Keşfi
En temelde bir çocuğun yeteneklerinin ortaya çıkabilmesi için optimal şartlar gerekmektedir. Yeteneklerinin gelişip serpilebilmesi için duygusal/ruhsal açıdan sağlıklı bir arka plana ihtiyaç vardır. Hayatın ilk yılları bu açıdan çok önemlidir. Bu sürecin önemli etkisi hayatın her aşamasında karşımıza çıkabilir. İnsanlarla güvenli İlişki kurma, sürdürme, empati, sınırlar, merak etme, vazgeçmeme gibi davranış özelliklerinin temeli erken dönemde anne ve baba ile olan ilişkiler çerçevesinde atılır.
Yeterli bakım alabilmiş bir çocuk hayata uyum sağlamak için ilk ve temel engeli atlamış demektir. Nedir yeterli bakım? Sıcak bir duygusal ortam, sevgiyle sarıp sarmalama, güven dolu bir çevrede temel ihtiyaçların karşılanması, sesinin duyulması… Sağlıklı bir benlik duygusu oluşturabilmenin temeli böyle bir başlangıcı gerektirir. Ben ne hissediyorum? Ben nasılım? Ne istiyorum?... İnsanın hayatında çok önemli olan bu sorulara yerinde yanıt verebilmesi yani kendini tanıması en temelde, bebeklikte/ilk çocuklukta annenin (bakan kişinin) ona verdiği bakımla, onu anlamasıyla, tepkilerine yerinde cevaplar vermesiyle filizlenir. Olma, kendini gerçekleştirme hali insanoğlunun yaşam serüveni boyunca geçtiği nice merhalelerin, edindiği tecrübelerin ona kazandırdıklarıdır. Ve hayat boyu değişerek, evrilerek devam eder, hep gelişir, bir şeyler eklenir. Ancak hayatın başlangıcından itibaren ilk birkaç sene, dünyayı ve kendini algılama, perspektif oluşturma da son derece önemlidir.
Bu temel üzerine bağımsızlaşma, bireyselleşme, filizlenmeye başlar. Çocuk yürümeye, etrafı keşfetmeye başlar. Ebeveyninin yanından uzaklaşır sonra koşa koşa tekrar yanına gelir. Becerebildikleri doğrultusunda kontrollü bir serbestlik tanınması onun bağımsızlaşmasına, yeteneklerinin gelişmesine imkân sağlayacaktır. Daha çok uzun yıllar çocuk, bir yandan bağımsızlaşmaya çalışacak, bir yandan anne babanın güvenli kollarına koşma ihtiyacı hissedecektir. Önemli olan ilk baştan itibaren onun bağımsızlık çabalarına destek vermek, bundan memnuniyet duymak ve bunu göstermektir. Elbette bağımsızlık çabalarını engellemek kadar bir an önce ayrışmasına ve hazır olmadığı şeylere zorlamak da gelişimi tıkayan ebeveyn davranışlarıdır.
Güvenli bağ kuran, güvenli bir şekilde ayrışabilen çocuk merak eder, insanları, nesneleri, hayvanları, gökyüzünü, etrafında gördüğü her şeyi… Etrafla ilgilenir, keşfeder, coşku, heyecan yaşar yeni keşifleriyle… Ve oyun oynayabilir. Oyun yoluyla çocuk yeteneklerini keşfedip, geliştirirken, hayal dünyasını, becerilerini de sahneler. Bunu yapabilmek, kendi içindekileri çekinmeden ortaya koyabilme imkânını da sağlar. Gözlemlerini, arzularını, isteklerini, düşlerini sahneye koyarken hem eğlenir hem rahatlar hem de yeteneklerini geliştirir. Küçük hayvan, insan figürleri, askerler vs çok kullanışlı oyun malzemeleridir. Bu bahsedilen serbest oyundur. Özgürce boyalarla kâğıda resim yapma/karalama, dans etme gibi kurallı olmayan spontane, yaratıcı etkinlikleri de aynı kategoride düşünebiliriz.
Temel ihtiyaçları karşılandığı, yaşa göre uygun sınırların çizildiği, merakları/soruları desteklendiği, bağımsızlaşması için alan tanındığı, güvenli bir ortam yaratıldığı zaman çocuğun gelişimi için optimal olarak doğru bir çevre yaratılmış demektir.
Bazen anne/babaların aşırı bir telaş ve acelecilik içinde olduğu görülebilir. Yetersiz ve eksik anne/babalık kaygısı ile aşırı bir faaliyet organizasyonu, etkinliklere zorlama gibi davranışlar çoğunlukla çocuklar tarafından bir dirençle karşılanabilmektedir. Bu nedenle acelesiz, sakince çocuğu takip etmek çok önemlidir. Deneyerek, çocuğun verdiği işaretleri, ipuçlarını takip ederek onun için uygun çevresel imkânları sunmak mümkündür. Anne baba bunu görebilir, anlayabilir. Okul çağında farklı eğilimler, ilgi ve yetenekler yavaş yavaş daha belirgin olmaya başlar.
Bir çocuk için merak, oyun, keşif çok önemlidir. Arzu onun arzusu olmalıdır, anne/babanın arzusu değil. Anne/baba onun baktığı yöne bakabilmeli, onun dikkatini verdiği şeye dikkatini verebilmelidir. Yaptığı işten keyif alıyor olduğunun altı çizilmelidir. Örneğin resim yapan bir çocuğa çok güzel resim yaptığını vurgulamak yerine, resim yaparken ne kadar keyif aldığının vurgulanması yerinde olur. Çünkü güzel yapmadığı duygusuna kapıldığında, vazgeçme olasılığı artacaktır.
Çocukluk çok çabuk geçer, ama o dönemde oluşan algılar tüm yaşama nüfuz eder. Çocuğun kendine ve dünyaya ilişkin ne kadar olumlu algısı olursa o kadar da umudu ve coşkusu olacaktır. Deneyecek, merak edecek, cesaret edecek, yolda düşse bile kalkıp devam edebilecektir. Bir çocuğun geleceği için en gerek duyduğu ve anne/babanın destekleyebileceği beceriler bunlar olacaktır. Çünkü diğer becerilerinin de yapıcı bir şekilde ortaya çıkması bu sayede mümkün olacaktır.
Çocuklarda Yetenek Nasıl Yönlendirilip Geliştirilir?
Çocukluk dönemi tüm bir hayatın temel taşıdır. Cesur insanlar genellikle çocukluk döneminde kendini ifade edebilmiş bir ortamda büyümüş kişilerdir. Küçük yaştaki çocukların yeteneklerini ve potansiyellerini sunmaları için onları cesaretlendirmeniz; kendilerine güvenmelerini ve yeteneklerini yansıtmalarını öğretir. Çocukla ilgilenmek, esasında bir gözlem işidir. Onun ne yaptığını, gözünün nelere takıldığını, küçük yaşta en çok nelerden hoşlandığını gözlemlemek; geleceğin bilim insanını, müzisyenini, ressamını küçük yaşta keşfetmenize vesile olabilir.
Çocuklar ve yetenekleri arasında farklılıklar vardır. Çocuğumuz dünyaya geldiğinde hangi yeteneklerinin var olduğunu anlamak için zamana ihtiyaç duyarız. Ebeveynleri olarak içlerindeki bu yeteneği keşfedebilmesi için bebekliklerinden itibaren onların mümkün olduğu kadar birbirinden farklı uyaranlarla karşılaşmalarını sağlamalıyız. Yetenekleri belirginleşmeye başlayan çocuğun yeteneklerine uygun hareket etmek, yetenekleri ile örtüşen araçlar seçmek çok önemlidir.
Küçük yaştaki çocukların yeteneklerini ve ilgisini keşfetmek kadar değerli bir şey varsa o da doğru alanlara yönelik yönlendirme işidir. Örneğin gökyüzüne ilgi duyan, şimdiden güneş sistemindeki gezegenleri sayabilen bir çocuğa alınacak bir teleskop; ya da her daim aynı müziğe kulağını kabartan bir çocuğa alınacak müzik aleti; yeteneğin ve ilginin doğru araçlarla buluşmasına sebebiyet verecektir. İlerleyen dönemde yeteneğini geliştirecek aktivite grupları ya da workshoplara katılması yine yeteneğini geliştirecektir. Aynı zamanda ilgi alanlarını anlatan çocuklara uygun belgesel ve kitapları okumak, bunlara merak duymasını ilgi kurmasını sağlamakta alanda ilerlemesine ve kendini geliştirmesine zemin hazırlayacaktır.
Soru, görüş ve önerileriniz için yorum bırakabilirsiniz.